xXx
  Fıkralar
 

FıkRaLaR


Kötü haber 
Doktor telefonda yakaladığı hastasına:

"Tahliller belli oldu." demiş, "Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var."

"Nedir kötü haber?"

"Maalesef 1 günlük ömrünüz kaldı."

"Peki daha kötü haber nedir?"

"Size 24 saattir ulaşmaya çalışıyorum ancak buldum."
 
Değişiklik
Körfez Savaşı'ndan önceki yıllarda, Amerikalı bir bayan gazeteci, kadınlarla erkeklerin toplumdaki yeri hakkında bir yazı dizisi hazırlamak üzere Kuveyt'e gitmiş.

Gözlemleri sırasında ilk dikkatini çeken, kadınların kocalarının 5 adım gerisinden yürüdükleriymiş. Yıllar sonra aynı gazeteci tekrar bir yazı dizisi için Kuveyt'e gittiğinde bu sefer bir de bakmış kadınlar önden gidiyor, kocaları 5 adım arkalarından geliyor.

Gazeteci bu işe çok şaşırmış, hemen bir kadına yaklaşıp sormuş:

"Bu gördüğüm inanılmaz bir gelişme. Peki ama bu değişikliğin sebebi nedir?"

Kuveyt'li kadın cevap vermiş:

"Mayınlar..."

Yap-boz
Kadının biri umutsuz bir şekilde kocasının işyerine telefon eder:

"Bir yap-boz yapmaya başladım ama olmuyor. Moralim çok bozuk kocacım…"

"Sakin ol sevgilim, bir örnek var mı önünde?"

"Evet kutunun üzerinde bir horoz resmi var ama yapamıyorum, bütün parçalar birbirine benziyor!!!"

"Önemli değil hayatım, az sonra eve gelirim beraber deneriz…"

Adam eve döner ve karısını yap-bozun önünde hıçkırıklar içinde bulur:

"Ah sevgilim, ah tatlım benim… Gel mısır gevreklerini kutusuna geri dolduralım ve bundan kimseye bahsetmeyelim…"

Hesap
Adamın biri, bir lokantanın önünden geçiyormuş. Bir bakmış camda kocaman bir ilan:

****
" Sen ye torunun ödesin!"
****

Adamın hoşuna gitmiş bu ilan. Girmiş içeri bir güzel karnını doyurmuş. Tam kalkacağı sırada garson hesabı getirmiş. Adam çıkışmış tabi:

"Bu ne kardeşim. Hani torunum ödeyecekti?"

"Tamam beyefendi haklısınız ama, bu zaten dedenizin hesabı."

Tünel inşaatı
Bir boğaza bir tünel yapılması gerekmektedir ve bununla ilgili ihale açılır. İhaleye giren firmalar ise Japon, Fransız ve Türk şirketleridir, ancak üç firmadan da aynı fiyat alınır. Dolayısı ile sonucu görüşmeler belirleyecektir. İlk olarak Japon firma çağrılır:

Japonlar:

"Biz iki yakadan başlarız oratada en fazla bir metre hata ile buluşuruz, o da hemen düzeltilir, önemli bir şey değil." demişler.

Yetkililer:

"Güzel, ancak diğer firmalarla da görüşmek lazım." der.

Fransızlar:

"Biz de iki yakadan başlarız ortada en fazla on santim hata ile buluşuruz, nerdeyse kusursuz olur." demişler. Yetkililer bu habere çok sevinmiş, sıra ise Türk firmaya gelmiş.

Türkler:

"Valla biz de iki yakadan başlarız fakat ortada buluşur muyuz o bilinmez, buluşursak bir tane buluşamazsak iki tane tüneliniz olur."

İmtihan
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:

"Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz? "

Doktor:

"Bir küveti su ile dolduruyoruz. sonra hastaya üç şey veriyoruz. bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz. Siz ne yapardınız?"

Adam:

"Hmmm! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük."

"Hayır", der doktor. "Normal bir insan küvetin tıpasını çeker." 

Patates tarlası
Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir i şti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.

****
Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.
Sevgiler
Baban
****

Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

****
Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler.
David
****

Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00' de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiç bir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler.

Aynı gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

****
Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım.
Sevgiler
David
****

Piyango
Piyangoda büyük ikramiye çıkan Temel`i üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmişler:

"Temel, sana büyük ikramiye çıktığı halde üç aydır niye borcunu ödemiyorsun?" diye sormuşlar.

Temel:

"Zengin oldu, değişti demesinler diye…"

O velet var ya…
Mahkemede Hakim Temel'e sormuş:

"Söyle bakalım niye buraya geldin?"

Temel anlatmaya baslamış:

"Ben kamyon sürüyordum, bayır aşağı inerken frenler patladı. Sağıma baktım pazar yeri var en az 100 kişi var; önüme baktım bir okul orda da en az 100 kişi var; soluma baktım bir ağaç, ağacın altında da bir velet oraya kırdım direksiyonu. İçimden dedim ki bari 100 kişi öleceğine biri ölsün."

Hakim sinirlenmiş ve kendini tutamayıp:

"Onu anladık da kazada niye 50 ölü bir sürü de yaralı var kardeşim!"

Temel:

"O velet var ya o velet… O ağacın altından kalkıp pazar yerine koşmasaydı…"

Trafik kazası

Henüz trafik kazalarında tutanak tutulmaya başlanmamış. İki araba çarpışıyor, şoförlerden biri erkek diğeri kadın. Kadın adama dönüyor ve cilveli bir şekilde:

"Bu kaza tanışmamız için bir bahane sanıyorum, arabada şarap var tanışmamız şerefine içelim isterseniz."

Adam bayılıyor tabi bu teklife, şişenin yarısına gelince farkediyor ve kadına soruyor:

"Siz neden içmiyorsunuz?"

"Ben polis geldikten sonra içecegim."

Çekiyorum, gülümse!
Savcı, morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti. Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu.

"Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazanmış, sevincine dayanamamış, kalp krizi geçirip ölmüş" dediler.

İkinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu:

"Bu neden sırıtıyor?"

"Bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü" diye açıkladılar.

Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu.

"Bu neden oldu?" diye sordu savcı.

"Efendim, buna yıldırım çarpmış" dediler.

"Peki neden sırıtıyor?"

"Fotoğrafını çekiyorlar sanmış".

Ne görüyorsun?
Karı koca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar. Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar.

Birkaç saat sonra kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır.

"Ne oldu? Ne istiyorsun?" diye sorar.

"Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle. "

Adam gökyüzüne bakar ve cevap verir:

"Bunun için mi uyandırdın beni?. Baktım işte. Bir sürü yıldız görüyorum, ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız."

Karısı tekrar sorar:

"Peki, bu sana neyi gösteriyor?"

Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve cevap verir:

"Teolojik olarak Tanrının kudretini ve kendi acizliğimizi görüyorum. Felsefi olarak, evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum. Astronomik olarak galaksilerin, yıldızların, gezegenlerin varlığını görüyorum. Yıldızların konumuna bakarak saatin 3 olduğunu, meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum. Niye sordun bunu bana? Sana neyi gösteriyor?"

"Çadırımızı çalmışlar...''

Ödev
Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. İkinci gün öğretmenine sordu:

- "Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?"

- "Olur mu evladım, insan yapmadığı şey için cezalandırılır mı, niye sordun bunu?"

- "Şey… Dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da."

Yangın
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.

Adam, ilk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarıda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış.

Onu seyreden komşularından biri sormuş:

"Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiç bir şey getirmiyorsun?" diye;

"Kayınvalidem içeride!" demiş adam,

"Arada bir girip çeviriyorum!"

Dikenli tel
İki akıl hastası akıl hastanesinden kaçmaya karar vermişler.

Biri ötekine:

"Git bak bakalım dikenli teller yüksek mi alçak mı, eğer yüksekse altından kaçarız, alçaksa üstünden atlarız." demiş.

Diğeri gitmiş, bir süre sonra geri gelmiş ve şöyle demiş:

"Ne yazık ki kaçamayacağız arkadaşım çünkü hiç dikenli tel yok.!

 
  Bugün 1 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı! Bu sayfada dakika saniye misafirim oldunuz .....
 
 


TAM EKRAN SOHBET ET L SITENE SOHBET EKLE




http://eglenceli---sitem.tr.gg

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol